Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde sel felaketinden etkilenenler için bağış kampanyası başlattı.
DİTİB Genel Başkanvekili Ahmet Dilek, yaptığı açıklamada, Almanya’nın bazı bölgelerinin tarihte nadir görülen boyutlarda büyük bir sel felaketiyle karşı karşıya kaldığını belirtti: “Kurban ibadeti, aynı zamanda mağdur ve mazlumları da düşünmeye, kurbanını paylaşmak suretiyle yardıma muhtaç olanlara el uzatmaya ve dayanışmaya bir vesiledir. Komşusu açken tok yatan bizden değildir düsturu gereği komşularımızın derdi ile hemhal olmak, onlarla dayanışma içinde olmak müminler olarak üzerimize düşen önemli bir sorumluluktur. DİTİB teşkilatı olarak sel felaketi mağdurları için Almanya genelinde bir bağış kampanyası başlattık ve tüm hayırseverlerin destek vermesini bekliyoruz.” Dilek, gönüllülük esasına bağlı kampanyaya destek vermek isteyenlerin ‘www.ditib.de’ adresi üzerinden veya banka yoluyla ‘Turkisch-Islamische Union’ adına açılan DE95 5023 4500 0141 4300 09 numaralı IBAN hesabına havale yapabileceğini kaydetti.
‘YARDIMLAŞMA KÜLTÜRÜMÜZÜ YAŞATMALIYIZ’
Kampanyaya aktif destek veren Hannover yakınlarındaki Garbsen kasabasında bulunan DİTİB Kocatepe Cami Derneği Başkanı Zafer Yıldız, şunları söyledi: “Sel felaketinde mağdur olan Alman dostlarımızın yanında olabilmek, zor günlerinde ‘Biz de yanındayız, biz de buradayız’ diyebilmek ve dostlarımıza bunu hissettirmek için olanca gücümüzle, karınca kararınca bir yardımda bulunabilmek gayreti içinde DİTİB’in Almanya genelinde başlattığı kampanyaya ailenin bir üyesi olarak biz de Kocatepe Camisi olarak destek veriyoruz.” İmece usulü yardımlaşmanın oldukça yaygın olduğu bir kültürden geliyoruz. Yetkililerin yaptıkları açıklamalardan öğrendiğimize göre yüzlerle ifade edeceğimiz can kayıplarının yanında binlerce insanın da aranmakta olduğu görülmektedir. Yaptığımız kampanyada elde edeceğimiz belki maddi değer açısından önemli bir pay tutmayabilir ama önemli olan dayanışma, yardımlaşma kültürümüzü yaşatarak bunu gelecek kuşaklarımıza da aktarabilmek, ayrıca yaşadığımız ülkede de egemen topluma ‘Biz de buralıyız’ mesajını verebilmenin de önemli olduğunu düşünüyorum.
