Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikal edişinin 84‘üncü yılında Nürnberg Başkonsolosluk binasında yapılan bir törenle sevgi, saygı ve minnet ile anıldı.
Sekreter Zehra Yakan sunuculuğundaki tören, saygı duruşu ve milli marşımızın
okunması ile başladı. Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz, Başkonsolos Yardımcısı Selçuk Eke, Başkonsolosluk çalışanları, Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileri ile birlikte çok sayıda öğretmen ve vatandaşlarımızın hazır bulunduğu törende, Başkonsolos Serdar
Deniz günün mana ve ehemmiyetin belirten konuşma yaptı.
Deniz şunları söyledi: ”Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 84. yılındayız. Her 10 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da ulu Önderimizi yine sevgi ve saygı ile anıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk, Türk devletinin ulaşması gerektiği aşamayı, 20. yüzyılın başlarında şaşmaz bir sezgiyle görerek yaşamda en gerçek yol göstericinin bilim olduğunu tespit etmiş, gerçek kurtuluşun ekonomik bağımsızlıktan, ülkenin her bakımdan kalkındırılıp güçlendirilmesinden geçtiğini belirtmiş, bilim ve teknolojiden yararlanarak, bunları özümseyerek çağdaş uygarlık düzeyine çıkıp, bu düzeyi de aşmayı halkının önüne temel hedef olarak koymuştur. Atamız bu amacı daha somut olarak “Büyük davamız, en medeni, en müreffeh millet olarak varlığımızı
yükseltmektir” şeklinde ifade etmiş ve refah toplumu olmayı hedef göstermiştir.
Atatürk’ün, Türk milletini büyük bir atılıma hazırladığı ve yönlendirdiği yüzyılda Avrupa
ve Asya’nın pek çok ülkesinde, totaliter rejimler. Böyle bir dünyada Atatürk, yabancı
bir gazetecinin sorusuna “Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim”
diye cevap vermiştir. Aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerek dünya için
endişe ve korku kaynağı olan liderler, bugün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla
anılır olmuştur. Atatürk ise, sevgi ve saygı uyandırarak, Türk milletini, çağ ile
tanıştırmaya gayret edip varlığını teminat altına almaya yöneltmiştir. “Muasır
medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak” hedefi ise çağın akışına yön verme
düşüncesinin bir göstergesidir. Bu bakımdan, yalnız 10 Kasımlarda değil, her daim, Atatürk’ün mücadele azmi, bizlere yüklediği sorumluluklar ve gösterdiği hedefler üzerinde tekrar tekrar konuşulmalıdır. Ülkemizin en zor anında bile düşünüp ortaya koyduğu ulusal hedef ve stratejilerin hatırlanması, bu tür çabaların anlam ve değerinin çok iyi bilinmesi, Büyük Atatürk’ün ebedi istirahatgâhında huzur içinde yatması bakımından da önemlidir.
Ulu Önder Atatürk’ün ebediyete intikal edişinin ardından Türk ulusunun yanısıra, tüm
dünya liderleri Atatürk’ü, çağının en ileri görüşlü devlet adamlarından biri olarak
tanımlamış, onun devlet adamlığı ve dünya milletlerine örnek olabilecek
çalışmalarından övgüyle bahsetmiştir. Dünya basını da onu çarpıcı sözlerle yad
etmekten geri durmamıştır. Bu ifadelerden birkaçını sizlerle paylaşmama izin
vermenizi rica ediyorum: Atatürk, şahsiyet ve yeteneğin dev bir simgesi idi, O, yirminci yüzyılın en görkemli olayını yaratan adamdı. National Tidence Gazetesi, Danimarka.
-Atatürk gibi insanlar bir nesil için doğmadıkları gibi belli bir devir için de doğmazlar.
Onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihinde hüküm sürecek insanlardır.
Tahran Gazetesi, İran. Atatürk yalnız kahraman milletinin büyük bir şefi olmakla kalmamıştır. O, aynı zamanda insanlığın daen büyük evladı olmuştur.Irak gazetesi.
Sonuç olarak, dünyanın çok nadir yetiştirdiği dâhilerden olan ve bütün bir tarihin
seyrini değiştirmiş olan Atatürk’ün en büyük eseri, demokratik, laik ve sosyal bir
hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, sonsuza kadar bağımsız ve özgür
yaşayacaktır. Her 10 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da atamızı özlem ve saygıyla anıyor, kendisine ve silah arkadaşlarına rahmet diliyoruz Ruhu şad olsun.“
Konuşmanın ardından konsolosluk sekreteri Nayil Ünal idaresinde Atatürk ile ilgili
sinevizyon gösterisi yapıldı
Bayrağımızın yarıya indiği Konsolosluk binası önünde, dışarıda işlem için bekleyen
vatandaşlarımızda saygı duruşunda bulundu.
